- Katılım
- 15 Eyl 2022
- Mesajlar
- 25,292
- Tepkime puanı
- 5
- Puanları
- 38
Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - İsveç'in Stockholm kentinde Sater isimli küçük sevimli bir kasaba bölgenin en önemli psikiyatrik tesislerinden birine sahipti. Ancak bu psikiyatri kliniği en ilginç hastasına 1990'larda rastlayacaktı. Noel Baba kılığına girip banka soyduğu iddia edilen bir adam tutuklanıp hapse atılacakken psikiyatri kliniğine gitmek için yalvarmıştı. Böyle olunca psikiyatri hastanesinin kapıları bu ilginç adama açıldı. Polise adının 'Thomas Quick' olduğunu söylemesine rağmen aslında adı Sture Bergwall idi ve klinikteki daha ilk ayında tüm doktorları şoke edecek kadar farklı davranıyordu.
39 CİNAYETİ TEK TEK ANLATTI
Terapi sırasında doktorlara çocukken babası tarafından cinsel tacize uğradığını ve babasının küçük kardeşi Simon'ı öldürdüğünü söylemişti. Ayrıca Sture'un söylediklerine göre babası kardeşinin cesedini de yok etmişti. Bergwall'un 1993 yılında, doktorlarla yaptığı ve polisin de eşlik ettiği mülakatlar çok ilginç detaylar barındırıyordu. Sture Bergwall bu röportajlarda katili bulunmayan cinayetleri kendisinin işlediğini itiraf etmeye başladı. İlk olarak Johan Asplund'un cinayetini kendisinin işlediğini söyledi. Asplund, 1980 yılında kaybolan 11 yaşında İsveçli bir çocuktu. Birçok kişi bu cinayetin çözülemez olduğuna inanıyordu, ta ki Bergwall çocuğu öldürmekle kalmayıp vücudunun bazı kısımlarını da yediğini söyleyene kadar.
'İlklerin vapuru' Gülcemal
Alıntı Metni
GERÇEK KÜTÜPHANEDE ORTAYA ÇIKTI
Böylece Sture Bergwall kısa sürede Avrupa'nın en tehlikeli seri katili olarak ilan edildi. 1994 ila 2001 yılları arasında bu cinayetlerin 8'inden hüküm giydi. Aslında onu tam olarak suçlu kabul etmek için hiçbir adli kanıt da mevcut değildi. Ancak tüm mahkumiyeti itiraflarına dayanıyordu ve bu süreç2008 yılına kadar sürdü, ta ki Hannes Rastam adlı İsveçli bir gazetecinin halen Sater'de bulunan Bergwall ile konuşmasına izin verilinceye kadar. Rastam, Sater'de tutulan bu ilginç adamı oldukça merak ediyordu. Ve onunla konuşmak için can attı. Bu kuvvettli isteğinde haksız sayılmazdı çünkü yaptığı röportaj sayesinde Rastam, Bergwall'un bir katil olmadığını sadece akli dengesinin yerine olmadığını anlamıştı.
Bir sırt çantasından başka şeyi yok
Bu nedenle Bergwall'un doktorlarla yaptığı tüm röportajları, polis sorgulamalarını ve mahkeme davalarını incelemeye başladı. Rastam'ınaraştırmaları ışığında kötü ve yanlış yürütülen bir terapi sürecininyanlış itiraflara yol açtığı ve Bergwall'un hiç kimseyi öldürmediği anlaşıldı. Rastam ayrıca Sater'de geçirdiği ilk aylarda, Bergwall'un kendisine verilen günlük izinlerde faili meçhul cinayetleri araştırmak için Stockholm'deki Kraliyet Kütüphanesi'ne gittiğini de öğrendi. Bu sebeble cinayetlerle ilgili çok kesin sorular sorulduğunda belirsiz cevaplardan fazlasını verememişti.
Alıntı Metni
Gündemdeki kraliçe, balayında Türkiye’deydi
'Hem Ismael’i, hem de takımını ipten aldı'
Midede yanma, ağrı ve ekşimeye yol açan 4 sakıncalı alışkanlık